DEVAM: 181-182.
Namazda El Üzerine Dayanmanın Keraheti
حَدَّثَنَا
بِشْرُ بْنُ
هِلَالٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْوَارِثِ
عَنْ
إِسْمَعِيلَ
بْنِ
أُمَيَّةَ
سَأَلْتُ
نَافِعًا
عَنْ الرَّجُلِ
يُصَلِّي
وَهُوَ
مُشَبِّكٌ
يَدَيْهِ
قَالَ قَالَ
ابْنُ عُمَرَ
تِلْكَ
صَلَاةُ
الْمَغْضُوبِ
عَلَيْهِمْ
İsmail b. Ümeyye'den;
demiştir ki: Parmaklarını birbirine geçirmiş olarak namaz kılan adamın durumunu
Nâfi'den sordum.
İbn Ömer, "bu
gazab'a uğrayanların namazıdır" dedi, cevabını verdi.
Sadece Ebû Dâvûd
rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA:
İbn Ömer'in sözündeki
"gazaba uğrayanlar" ifadesinden Allah'ın gazab ettiği Yahudileri
anlamak mümkün olduğu gibi parmakları birbirine geçirerek namaz kılmanın, bunu
yapanların Allah'ın gazabına sebep olacağı manasında anlamak da mümkündür. Her
ne kadar üzerinde durduğumuz haberde parmakları birbirine geçirmek sadece
namaz içerisinde hoş karşılanmamışsa da aslında namaza giderken veya namazı
beklerken de bu hareketten kaçınılması gerekir. Hanefîlere göre bu üç halde
parmaklan birbiri arasına geçirmek mekruhtur.
Şevkânî, bu hareketin
men'edilmesindeki hikmetin ne olduğunda ihtilâf edildiğini söyler. Bunun
nehyedilmesi, bazılarına göre abesle iştigal olduğu; bazılarına göre şeytana
benzeme söz konusu olduğu; diğer bazılarına göre ise, bu harekete şeytanın
yöneltmiş olduğundan dolayıdır. Nehy, bu hareketin haram olmasını gerektirir.
Ancak ileride Ebû Davud'un da işaret edeceği Zülyedeyn hadisi hükmün
hafifletilmesini gerektirmiştir. Yukarıda da işaret edildiği gibi, Hanefîler bu
harekete mekruh demişlerdir.